İsveçli gazeteci Joakim Medin, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla yargılandığı davada 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Dagens ETC gazetesi adına Türkiye'deki olayları takip ederken tutuklanan Medin'in durumu, ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Mahkeme, Medin hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tahliyesine karar verse de, gazeteci başka bir davadan tutuklu bulunduğu için cezaevinden çıkamayacak.
Joakim Medin'in Savunması: Gazetecilik mi, Hakaret mi?
Medin, duruşmada yaptığı savunmada suçsuz olduğunu belirterek, uzun yıllardır gazetecilik yaptığını ve insan hakları ihlallerini haberleştirdiğini vurguladı. Filistin, İsrail, Ukrayna gibi birçok ülkede görev yaptığını ve farklı liderler hakkında analizler yazdığını dile getirdi. Kendisine yöneltilen suçlamaların temelinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın resmi önünde LGBTİ bayrağı tutulduğu bir paylaşımın yer aldığını belirten Medin, bu paylaşımın kendisi tarafından yapılmadığını ve amacının hakaret olmadığını savundu.
Medin savunmasında şunları söyledi:
"Suçsuz olduğumu düşünüyorum. Ben Stockholm’de 7 aylık hamile eşimle birlikte yaşıyorum. Gazeteciyim ve uzun yıllardır Dagens ETC’de dış basında çalışıyorum... Filistin’de, İsrail’de yaşanan insan hakları ihlallerini haberleştirdim... Farklı ülkeler ve liderler hakkında haberler ve analizler yapıyorum. Bunun başında da Binyamin Netanyahu yer alıyor... Yaptığım şey gazeteciliktir. Ben gazeteciyim ve gazetecilikten başka birşey yapmıyorum... Benim hiçbir zaman amacım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aşağılamak değildi."
Medin'in avukatı Veysel Ok da müvekkilinin gazetecilik faaliyetleri kapsamında haber yaptığını ve ifade özgürlüğü sınırları içinde kaldığını savundu. Ok, "İsveç’te yazılan bir makalenin Türkiye'de yargılama konusu olması Türkiye’nin itibarı konusunda olumsuz bir durumdur... Medin gazetecilik yapmıştır. Derhal beraatini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.
Hapis Kararı ve Sonuçları
Savcının ceza talebine rağmen, mahkeme Medin'in 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve tahliye kararı, Medin'in cezaevinden çıkmasını engellemedi. Zira, gazeteci "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla da tutuklu bulunuyor. Bu durum, davanın seyrini ve sonuçlarını daha da karmaşık hale getiriyor.
Bu karar, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularında yeniden tartışmaları alevlendirdi. Uluslararası gazetecilik örgütleri ve insan hakları savunucuları, Medin'in tutukluluğuna ve hapis cezasına tepki göstererek, Türkiye'deki basın özgürlüğüne yönelik endişelerini dile getirdiler. Bu olay, Türkiye-İsveç ilişkilerini de etkileyebilecek potansiyele sahip.