Hataylı yazar Nede Hocaoğlu, 6 Şubat depremlerinin ardından sığındığı konteyner kentte, yüreklere dokunan bir başarı hikayesine imza attı. Deprem öncesinde başladığı "Renkli Evin Süper Kahramanları" adlı çocuk kitabını, konteyner kentteki zorlu yaşam koşullarına rağmen tamamlayan Hocaoğlu, umudun ve dayanışmanın sembolü oldu.
Konteyner Kentte Doğan Bir Kütüphane ve İlham
Depremin ardından gönüllü eğitmenlik yapmaya başlayan Hocaoğlu, konteyner kent yönetimiyle birlikte bir kütüphane kurarak çocukların kitaplara erişimini kolaylaştırdı. Bu süreçte çocuklardan aldığı ilhamla yarım kalan hikayesini tamamlamaya karar veren Hocaoğlu, kitabının ismini de yaşadığı bu zorlu sürece atıfta bulunarak değiştirdi. "Renkli Evin Süper Kahramanları", İlk Genç Timaş etiketiyle okurlarla buluştu.
Hocaoğlu, konteyner kentteki yaşamın zorluklarına rağmen yazmaya devam etme nedenini şu sözlerle açıklıyor:
"Depremden sonra kurulan konteyner kentlerden birine görevlendirildim. Kent yönetimine bir kütüphane kurduk. Çocukların kitaplara daha kolay erişebileceği bir alan yaratmıştık. Orada ders çalışabiliyor ve kitap okuyabiliyordu. Onlara derslerinde yardım ederken aynı zamanda bana yazmam için ilham olmuşlardı. Kararlıydım."
"Renkli Evin Süper Kahramanları": Umut, Cesaret ve Dayanışma Hikayesi
"Renkli Evin Süper Kahramanları", Selin adlı bir çocuğun gizemli bir eve duyduğu merakla başlayan, cesaret ve umudu keşfettiği bir macerayı anlatıyor. Kitap, konteyner kentteki yaşam koşullarının ve afetin etkilerinin bir yansıması olarak, arkadaşlığı, dayanışmayı ve umut etmeyi ön plana çıkarıyor.
Hocaoğlu, kitabında işlediği temaları şu şekilde açıklıyor:
"Yeni bir yaşam biçimine göre şekilleniyorduk. Evlerimiz küçülmüştü. İmkânlarımız kısıtlıydı. Tercihlerimizden çok elimizdekine mecburduk. Zamanla konteyner kentteki diğer insanlarla ortak bir acı etrafında toplandığımızı öğrendik. Birlikte el ele kök salmaya devam ediyorduk. Renkli Evin Süper Kahramanları’ydık artık. Her gün içinde bulunduğumuz psikolojik durumları şekillendirerek yazıyordum. Arkadaşlığı, dayanışmayı, umut etmeyi işliyordum defterime."
Kitapta Selin, Güneş ve Yaşar karakterleri arasındaki arkadaşlık ilişkisi, okurlara gerçek dostluğun ve dayanışmanın önemini hatırlatıyor. Hocaoğlu, karakterleri aracılığıyla küçük yüreklerde menfaatin yersiz, sevginin baki olduğunu vurguluyor.
Korkularla Yüzleşmek ve İçimizdeki Kahramanı Keşfetmek
Hocaoğlu, Selin'in hikayesi üzerinden korkularla yüzleşmenin ve içimizdeki kahramanı keşfetmenin önemine dikkat çekiyor. Kitap, genç okurlara korkularıyla başa çıkarken kaybetme-kazanma dengesinden ziyade, bu zorlu süreçle nasıl başa çıktıklarının önemli olduğunu anlatıyor.
Hocaoğlu, kitabının genç okurlara vereceği mesajı şu sözlerle özetliyor:
"Herkes kendi korkularının süper kahramanıdır. Korku çok doğal bir duygudur. Zaman zaman korkabiliriz. Korkularımızın boyutu ve türü de çok farklı olabilir. Hepimiz birer Selin olabiliriz, korkabiliriz. Önemli olan korkularımızla yüzleşirken; kaybetme, kazanma dengesinde değil de bu zorlu süreçle nasıl başa çıktığımızdır."
"Renkli Evin Süper Kahramanları", sadece bir çocuk kitabı değil, aynı zamanda bir umut ve ilham kaynağı. Depremin yaralarını sarmaya çalışan bir toplumun, dayanışma ve sevgiyle nasıl yeniden ayağa kalkabileceğini gösteren bir örnek.
Kitapta öne çıkan unsurlar:
- Dostluk ve dayanışmanın gücü
- Korkularla yüzleşme ve cesaret
- Umut ve iyimserlik
- Doğaya ve hayvanlara duyarlılık
Nede Hocaoğlu'nun "Renkli Evin Süper Kahramanları", depremzede çocuklara ve yetişkinlere umut aşılamaya devam ediyor. Kitap, zorlu koşullarda bile hayallerin peşinden koşmanın ve içimizdeki kahramanı keşfetmenin mümkün olduğunu gösteriyor.