İsrail Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria'nın yüzde 61'ini oluşturan ve İsrail kontrolünde olan "C" bölgesinde arazi kayıtlarının tekrar başlatılmasına onay verdi. Bu karar, bölgedeki tansiyonu yükseltirken, Filistinliler için yeni bir endişe kaynağı oluşturuyor. Peki, bu karar ne anlama geliyor ve bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?
İsrail'in Arazi Tescili Kararı Ne Anlama Geliyor?
İsrail'in Kanal 12 televizyonunun haberine göre, kabine toplantısında arazi tescil işlemlerinin tekrar başlamasına karar verildi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bu kararın Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin "itibarını yeniden kazandıracağını" ve Filistin Yönetimi'nin C bölgesini kontrol etme girişimlerini başarısızlığa uğratacağını belirtti. Katz, sürecin Savunma Bakanlığı liderliğinde yürütüleceğini de sözlerine ekledi.
Bu kararla birlikte, İsrail'in Batı Şeria'da kurduğu ve işgal bölgesindeki arazi mülkiyet işlemlerini yürüten resmi birim, "C" bölgesindeki arazilerin tapu kayıtlarını düzenleyecek, satış izinleri verecek, harçları toplayacak ve kayıt işlemlerini denetleyecek. Bu durum, Filistin Yönetimi'nin bu bölgelerdeki yetkilerini daha da sınırlayacak.
Oslo Anlaşması ve Batı Şeria'nın Bölünmüşlüğü
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" kapsamında Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Bu anlaşmaya göre:
- A Bölgesi: İşgal altındaki Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan bu bölgenin yönetimi, idari ve güvenlik olarak Filistin'e devredilmişti.
- B Bölgesi: Yüzde 21'lik bu bölgenin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e bırakılmıştı.
- C Bölgesi: Yüzde 61'ini kapsayan bu bölgenin ise "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.
İsrail, Batı Şeria'daki arazi tescil işlemlerini 1967'deki işgalin sonrasında dondurmuştu. Oslo Anlaşması uyarınca ise Filistin Yönetimi yalnızca "A" ve "B" bölgelerinde arazi tescili yapabiliyor, "C" bölgesi bu yetkinin dışında tutulmuştu.
Uluslararası Adalet Divanı'nın Kararı ve İsrail'in Tutumu
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı, 19 Temmuz 2024'te, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığını yasa dışı ilan etmiş, Filistin halkının "kendi kaderini tayin hakkı" bulunduğunu vurgulamış ve İsrail yerleşimlerinin boşaltılması gerektiğini duyurmuştu. Ancak İsrail, bu karara rağmen işgal politikalarına devam ediyor.
İsrail'in Batı Şeria'da arazi tescilini yeniden başlatma kararı, bölgedeki gerilimi tırmandıracak ve Filistinlilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıracak gibi görünüyor. Bu kararın, uluslararası toplum tarafından nasıl karşılanacağı ve bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor. İsrail'in bu adımı, Filistin halkının toprakları üzerindeki haklarını gasp etme ve bölgedeki demografik yapıyı değiştirme çabası olarak değerlendiriliyor. Uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmaması ve Filistin halkının haklarını korumak için somut adımlar atması gerekiyor.