Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın görev süresinin sona ermesine kısa bir süre kala yaptığı atamalar büyük yankı uyandırdı. İddialara göre, Erbaş'ın yakın akrabaları Diyanet Vakfı ve kurum bünyesinde önemli pozisyonlara getirildi. Bu durum, kamuoyunda "akraba kayırmacılığı" tartışmalarını alevlendirdi.

Yeğenler Vakıfta Göreve Başladı: Torpil İddiaları

İddiaların odağında, Ali Erbaş'ın ağabeyinin kızı Hüda Erbaş'ın Diyanet Vakfı Kültür Birimi'nde eğitmen olarak göreve başlaması yer alıyor. Aynı zamanda Hüda Erbaş'ın kardeşi Muhammet Erbaş'ın ise şoförlükten "musahhih" (düzeltmen) kadrosuna yükseltildiği belirtiliyor. Bu iki atamanın da daha yüksek maaş getirdiği iddia ediliyor. Bu durum, Diyanet içerisinde liyakat ilkesinin ihlal edildiği yönünde eleştirilere neden oldu. Peki, bu atamalar gerçekten de torpil mi, yoksa tamamen yasal ve usule uygun mu?

• Hüda Erbaş'ın Diyanet Vakfı'ndaki yeni görevi
• Muhammet Erbaş'ın şoförlükten musahhih kadrosuna geçişi
• Atamaların maaş artışına etkisi

Damat Beykoz Müftüsü mü Oldu? Ayrıcalıklı Atama İddiası

Tartışmaların bir diğer odağı ise Ali Erbaş'ın damadı Muhammed Likoğlu'nun durumu. İddiaya göre, Likoğlu'nun hizmet süresi yetersiz olmasına rağmen 1. sınıf ilçe statüsündeki İstanbul Beykoz'a müftü olarak atandığı öne sürülüyor. Bu durum, "ayrıcalıklı atama" iddialarını beraberinde getirdi. Daha önce de Erbaş'ın kayınbiraderini "Başkan Müşaviri" olarak ataması ve kayınbiraderinin bu görevde fiilen çalışmadan yüksek kademeden emekli edilmesi benzer tartışmalara yol açmıştı. Bu atamalar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yönetim anlayışı ve personel politikaları hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Diyanet'ten Henüz Resmi Bir Açıklama Yok

Ali Erbaş'ın görev süresi sona ermeden yaptığı bu atamalar, kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan henüz resmi bir açıklama gelmezken, iddiaların doğruluğu ve atamaların yasal dayanağı merakla bekleniyor. Bu gelişmeler, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geleceği ve yönetim anlayışı hakkında önemli bir dönüm noktası olabilir. Diyanet'in bu iddialara nasıl bir yanıt vereceği ve kamuoyunu nasıl aydınlatacağı yakından takip edilecek. Unutulmamalıdır ki, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi önemli bir kurumun şeffaf ve hesap verebilir olması, toplumun güvenini kazanması açısından büyük önem taşıyor.