10. Yargı Paketi'ne EŞİK'ten Sert Tepki: Yasa Değil Buyruk!
Gündem

10. Yargı Paketi'ne EŞİK'ten Sert Tepki: Yasa Değil Buyruk!


04 June 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK),TBMM'de görüşülmeye başlanan "10. Yargı Paketi" olarak bilinen yasa teklifine karşı sert bir açıklama yayımladı. Teklifin, ceza adaleti sistemini, çocuk haklarını ve ifade özgürlüğünü hedef aldığını vurgulayan EŞİK, yasa yapma sürecinin anti-demokratik bir şekilde ilerlediğine dikkat çekti. Peki, bu pakette neler var ve EŞİK neden bu kadar tepkili?

"Baskı Yasası Reform Gibi Sunuluyor" İddiası

TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçen ve 30 maddeden oluşan yasa teklifinin görüşmeleri, sadece 15 saatte tamamlandı. İktidar tarafından "yargı reformu" olarak sunulan bu teklife EŞİK'ten sert tepki geldi. EŞİK, bu düzenlemenin sorunları çözmek yerine yeni hak ihlalleri doğuracağını ve Anayasa'ya açıkça aykırı olduğunu belirtti. EŞİK'in açıklamasında, "İktidarın alelacele ve dayatmacı yasa yapma yöntemi artık bir yönetim tarzına dönüştü. Anlaşılmaz olan ise muhalefetin buna yalnızca cılız tepkilerle eşlik etmesi," denildi.

Teklifte, Ceza Kanunu'nun birçok maddesinde cezaların artırılması öngörülüyor. Ancak EŞİK'e göre bu değişiklikler, cezanın infaz sürecinde etkinlik sağlanmadığı sürece toplumda cezasızlık algısını güçlendiriyor. Özellikle kadınlara yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, cezaların etkin infazı devletin yükümlülüğüdür. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bir kişiye 10 yıl ceza verilip yalnızca 2 yıl cezaevinde tutuluyorsa, bu sistemin adil olduğu söylenemez. Bu durum toplumun adalet duygusunu zedeliyor, mağdurların inancını yok ediyor.”

Çocuk Hakları Alarm Veriyor!

EŞİK, paketin çocuklara ilişkin düzenlemelerini de sert bir şekilde eleştirdi. Yeni düzenlemeyle çocukların eğitim evleri yerine doğrudan kapalı cezaevlerine gönderilmesinin önü açılıyor. Ayrıca koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi uygulamalardan yararlanabilmeleri için çocukların belirli bir süre cezaevinde kalmaları öngörülüyor. Bu durum, çocukların ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması hedeflerine büyük bir darbe vurabilir.

EŞİK'in bu konudaki görüşü net: "Çocuğun üstün yararı bir ilke değilmiş gibi davranılıyor. Oysa bu, ulusal ve uluslararası hukukun temelidir."

  • Çocukların eğitim evleri yerine cezaevine gönderilmesi
  • Koşullu salıverme için cezaevinde kalma zorunluluğu
  • Çocuğun üstün yararı ilkesinin göz ardı edilmesi

İfade Özgürlüğüne Darbe Mi?

İfade özgürlüğüne yönelik getirilen yeni düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına açıkça aykırı bulunuyor. Özellikle internet içeriklerinin bant daraltma yoluyla engellenmesi, BTK Başkanı'na yeniden içerik kaldırma yetkisi verilmesi gibi maddeler, AYM'nin daha önce iptal ettiği hükümlerle örtüşüyor. Bu durum, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve sansürün artması endişelerini beraberinde getiriyor.

EŞİK, bu duruma şu sözlerle tepki gösteriyor: “AYM kararları hiçe sayılıyor, hukukun üstünlüğü yok sayılıyor. Bu teklif, yargı ile inatlaşma politikasının yeni bir örneği.”

EŞİK, muhalefet partilerine de çağrıda bulunarak, halktan kaçırılan yasama süreçlerine yalnızca izleyici kalınmaması gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Bu düzende yasa değil, buyruk geçer. Meşruiyetini yitirmiş bir iktidarın ülke hukukunu tek taraflı düzenlemesine ortak olmayın,” uyarısında bulunuldu.

EŞİK'in açıklaması, 10. Yargı Paketi'nin sadece bir yasa teklifi olmadığını, aynı zamanda temel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi bir tehdit olduğunu gösteriyor. Özellikle çocuk hakları ve ifade özgürlüğü alanındaki düzenlemeler, geleceğe dair endişeleri artırıyor. EŞİK'in çağrısı, bu kritik süreçte herkesin sesini yükseltmesi ve hukuk devletinin korunması için önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Unutmayalım ki, sessizlik onay anlamına gelir.