Birleşmiş Milletler Güney Sudan Misyonu (UNMISS),iklim değişikliğinin Güney Sudan üzerindeki etkilerinin giderek arttığını ve durumun vahametini gözler önüne serdi. Ülke genelinde etkili olan şiddetli yağışlar ve seller, binlerce insanın hayatını olumsuz etkilerken, UNMISS'in açıklamaları durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu.

İklim Değişikliğinin Yıkıcı Etkileri

UNMISS tarafından yapılan açıklamada, Güney Sudan'da iklim değişikliğinin "zincirleme etkilerinin giderek daha görünür ve yıkıcı" hale geldiği belirtildi. Bazı eyaletlerde yükselen su seviyeleri, bölgeyi tam kapsamlı bir insani krize sürükleme tehlikesi oluşturuyor. Büyük Pibor İdari Bölgesi'nde yaşanan sel felaketi, 43 binden fazla kişiyi etkileyerek evlerini, geçim kaynaklarını ve kritik altyapıyı yok etti.

Sel felaketinin son yılların en kötü felaketlerinden biri olarak değerlendirildiği belirtilirken, su seviyelerinin yükselmesiyle birlikte sağlık endişelerinin de arttığına dikkat çekildi. Durgun sularda sıtma ve su kaynaklı hastalıkların hızla yayıldığı, yalnızca iki ay içinde 5 binden fazla vaka bildirildiği ifade edildi.

Selden etkilenen bölgelerde yaşayan halkın karşı karşıya kaldığı zorluklar şöyle sıralanabilir:

• Evlerini kaybetme
• Geçim kaynaklarından mahrum kalma
• Temiz suya erişimde zorluk
• Salgın hastalık riski
• Gıda yetersizliği

BM'den Acil Yardım Çağrısı

Birleşmiş Milletler, Güney Sudan'daki sel felaketinin yol açtığı insani krize dikkat çekerek uluslararası topluma acil yardım çağrısında bulundu. Bölgedeki insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve salgın hastalıkların önlenmesi için acil müdahale gerektiğini vurguladı. BM yetkilileri, kış mevsimi yaklaşırken barınma, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimin sağlanmasının hayati önem taşıdığını belirtti.

Güney Sudan'da yaşanan bu felaket, iklim değişikliğinin etkilerinin sadece uzak gelecekte değil, günümüzde de ne kadar yıkıcı olabileceğini gösteriyor. Uluslararası toplumun bu tür krizlere karşı daha hazırlıklı olması ve etkilenen bölgelere acil yardım ulaştırması gerekiyor. Güney Sudan halkının bu zorlu süreçte yalnız bırakılmaması, insanlık adına bir sorumluluktur.