Türkiye ile Yunanistan arasında yeni bir gerilim hattı beliriyor. Avrupa Birliği'nin (AB) savunma işbirliği fonuna Türkiye'nin katılımı, Yunanistan'ın itirazlarıyla sekteye uğrayabilir. Atina yönetimi, Türkiye'nin kıta sahanlığını 12 mile çıkarma girişimine karşı aldığı 'Casus Belli' kararının kaldırılmasını şart koşuyor. Bu durum, AB içinde de farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Yunanistan'dan Ağır Şart: 12 Mil Kısıtlaması

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Türkiye'nin Avrupa Savunma İşbirliği'ne (SAFE) katılımı için dikkat çekici bir şart öne sürdü. Dendias, Türkiye'nin kıta sahanlığını 12 mile çıkarma girişimine karşı alınan 'Casus Belli' kararının kaldırılmasını talep etti. Bu talep, Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik güvensizliğini ve endişelerini açıkça ortaya koyuyor.

Yunanistan'da 'Konstantinopolis'in Düşüş Günü' olarak anılan İstanbul'un fetih günü yıl dönümünde konuşan Dendias, Türkiye'nin söz konusu fona katılımı için ağır şartlar öne sürülmesi gerektiğini vurguladı. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar hassas bir dengede olduğunu gösteriyor.

AB'nin Türkiye'ye Bakışı Nasıl?

Yunanistan'ın olumsuz tavrına rağmen, AB kaynakları Türkiye'nin katılımına sıcak bakıyor. AB, savunma sanayisini güçlendirmek ve küresel rekabette öne geçmek için Türkiye'nin potansiyelinden faydalanmak istiyor. Euronews'e açıklama yapan Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları, "Savunma ürünleriyle muharebe sahasında kendini kanıtlamış Türk savunma sanayi şirketlerinin SAFE mekanizmasına azami ölçüde dahil olabilmesini sağlayacak zeminin oluşturulması yönündeki çalışmalarımızı sürdürmekte kararlıyız" ifadelerini kullandı.

AB'nin bu yaklaşımı, Türkiye'nin savunma sanayindeki gücünü ve önemini kabul ettiğini gösteriyor. Ancak, Yunanistan'ın vetosu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir engel teşkil edebilir.

Olası Sonuçlar ve Türkiye'nin Stratejisi

Türkiye'nin Avrupa Savunma İşbirliği'ne katılımı, bölgesel güvenlik dengelerini derinden etkileyebilir. Eğer Yunanistan vetosunu sürdürürse, Türkiye farklı stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki işbirliklerini farklı coğrafyalara kaydırmasına neden olabilir. Türkiye'nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği, bölgedeki güç dengelerini ve ittifakları yeniden şekillendirebilir.

Sonuç olarak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu gerilim, sadece ikili ilişkileri değil, aynı zamanda AB'nin savunma politikalarını da etkileyecek gibi görünüyor. Tarafların uzlaşmacı bir yaklaşım sergilemesi, bölgesel istikrarın korunması açısından büyük önem taşıyor.