Türkiye'de Çığ Alarmı! Yerli Mobil Güvenlik Sistemi Devrede
11 November 2025•5 dk okuma•2 görüntülenme•Son güncelleme: 11 November 2025
Türkiye'de bir ilk yaşandı! AFAD Başkanlığı koordinesinde ve TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen yerli ve mobil çığ güvenlik sistemi, Bitlis'te hayata geçirildi. Bu yenilikçi proje, özellikle İnönü Mahallesi'nde yaşayan vatandaşların çığ riskine karşı duyduğu endişeyi azaltmayı hedefliyor. Yaklaşık 140 haneyi etkileyen bölgede, geliştirilen bu sistem sayesinde çığ tehlikesi önceden tespit edilebilecek.
Çığ Gözlem İstasyonu ve Mobil Karavan
Projenin ilk aşamasında, bölgenin en yüksek noktası olan Dideban Dağı'na bir çığ gözlem istasyonu kuruldu. Bu istasyona bağlı olarak yerleştirilen 12 sensör, kar kalınlığı, toprak sıcaklığı, nem, rüzgar yönü ve şiddeti gibi kritik verileri ölçerek mobil istasyona aktarıyor. Başlangıçta sabit bir sistem olarak tasarlanan proje, teknik ekibin çalışmaları ve TÜBİTAK'ın katkılarıyla mobil bir istasyona dönüştürüldü. Özel olarak geliştirilen karavan sayesinde, gözlem sistemi artık farklı afet bölgelerine de taşınabilecek. Bu karavan, güneş panelleriyle kendi enerjisini üretebilen, 4 kişinin konaklayabileceği, mutfak ve modüler banyo gibi donanımlara sahip kompakt bir mobil gözlem istasyonu olarak tasarlandı. AFAD Bitlis İl Müdürü Kerem Oruk, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, projenin ilk fazının tamamlandığını belirterek, "Yaklaşık 1,5 yıl önce başladığımız projenin bugün itibariyle 1. fazını tamamlamış bulunmaktayız. Bu projemiz ilk etapta malumunuz olduğu üzere ilimiz İnönü Mahallesi’nin arka kısım kuzey yamaçlarında yıllara sari olmak üzere birden fazla kez oluşan çığlardan sonra halkımızın tedirginliği ve yaşamış olduğu dezavantajlardan dolayı bir önlem projesi alma ihtiyacı üzerine gelişen bir projedir" dedi. Oruk, yaklaşık 140 hanelik bir alanda çığ riskinin mevcut olduğunu vurgulayarak, "Bir bölgeyi afete maruz ilan edip imara kapatmak en kolay tedbir. Ancak maliyet ve devamlılık olarak düşündüğümüz zaman bölgede önlem her zaman daha efektif sonuçlar doğuracağı inancından yola çıktığımız bir projede yaklaşık 140 haneyi etkileyen bir alanda çığ risklerimiz mevcuttu. Buraya bir önlem projesi olarak başladık. Birinci etapta bölgenin kuzey yamacına bir çığ gözlem istasyonu yerleştirildi" şeklinde konuştu.Yerli Yazılım ile Güvenli Analiz
Gözlem istasyonundan elde edilen verilerin sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi için TÜBİTAK tarafından yerli ve milli bir yazılım programı geliştirildi. Bu sayede, analizler artık yurt dışına bağımlı kalmaksızın yerel imkanlarla yapılabilecek. Oruk, "Gelen veriler analiz edildikten sonra bölgede çığ riski olmadan önce belirlenmiş olacak ve bölgeye en azından riski tam olarak ortaya konmuş olacaktır" dedi. Ayrıca, mobil gözlem istasyonunun kompakt ve kapsamlı bir şekilde hizmet vereceğini, istenilen her alana çekilebileceğini ve gözlem istasyonlarının sayısının artırılarak daha geniş bir alanda veri akışı sağlanabileceğini belirtti. Proje kapsamında geliştirilen karavanın özelliklerine de değinen Oruk, "İçerisinde özel yazılımı olan bir bilgisayarımız ve 4 kişinin konaklayabileceği karavan olarak tasarlandı. Bu sadece çığ olarak kalmayacak. Afetselliği olan herhangi bir bölgeye anında intikali sağlayarak ekibimizin de orada aynı zamanda yaşam şartlarını devam ettirebilecek konforlu bir alan oluşturacaktır bizlere. Bu kapsamda geliştirilen karavanımızda mutfağından modüler banyo WC’sine kadar ihtiyaç duyabileceğimiz her şeyi tasarlamıştır. Enerjiye ihtiyaç duymayacaktır. Güneş panelleriyle kendi enerjisini üretebilen bir sistem. Artı olarak doğal gazını, suyunu modüler sistemindeki haznelerinde koruyabilen bir yapıda tasarlanan bir ekipman. Bu noktada ilimize böyle bir proje kazandırdığımız için de mutlu ve gururluyuz" ifadelerini kullandı. Bu proje, Türkiye'nin afet yönetimi alanında attığı önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen bu sistem sayesinde, çığ riskine karşı daha etkin bir mücadele yürütülebilecek ve vatandaşların güvenliği sağlanacak. Projenin başarısı, gelecekte diğer afet bölgelerinde de benzer uygulamaların hayata geçirilmesine öncülük edebilir. Bu sayede, Türkiye'nin afetlere karşı direnci artırılabilir.