İstanbul'da 7 ay önce yaşanan ve tüm Türkiye'yi derinden sarsan Sinem Çeşim cinayetiyle ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Genç kadının hayatını kaybettiği villa, kaçak yapı olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Cinayetin faili Mehmet Şerif Tanrıkulu ise hala yakalanamadı. Bu durum, kamuoyunda büyük bir infiale yol açarken, adalet arayışları da devam ediyor.

Cinayet Villası Yerle Bir Edildi

Çatalca Binkılıç'ta bulunan ve Sinem Çeşim'in (27) vahşice katledildiği villa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldı. Villanın kaçak olduğu tespit edildikten sonra yıkım kararı alınmıştı. Yıkım çalışmaları havadan görüntülendi. Olay yerinde güvenlik önlemleri alınırken, yıkım sırasında herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Olayın detaylarına bakıldığında, 9 Nisan Çarşamba günü saat 14.00 sıralarında meydana geldiği anlaşılıyor. Sinem Çeşim, erkek arkadaşı Mehmet Şerif Tanrıkulu ile buluşmuş ve ayrılmak istediğini belirtmişti. Bu durum üzerine çıkan tartışma sonucunda Tanrıkulu, genç kadını bıçaklayarak olay yerinden kaçmıştı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Çeşim, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.

Katil Zanlısı Hala Firarda

Cinayetin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Mehmet Şerif Tanrıkulu'nun yakalanması için çalışmalar devam ediyor. Ancak, zanlı hala firarda. Güvenlik güçleri, Tanrıkulu'nun izini sürmek için tüm imkanları seferber etmiş durumda. Kamuoyu, katil zanlısının bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyor.

Sinem Çeşim'in cenazesi, Yakacık Pir Sultan Cemevi'nde düzenlenen törenin ardından Pendik Yeni Şeyhli Mezarlığı'nda toprağa verilmişti. Genç kadının ani ölümü, ailesini ve sevenlerini yasa boğmuştu.

Adalet Beklentisi Yüksek

Sinem Çeşim cinayeti, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin acı bir örneği olarak hafızalara kazındı. Cinayetin işlendiği villanın yıkılması, olayın üzerindeki sembolik ağırlığı bir nebze azaltırken, adalet beklentisi hala yüksek. Mehmet Şerif Tanrıkulu'nun yakalanması ve hak ettiği cezayı alması, hem Sinem Çeşim'in ailesi için bir nebze olsun teselli olacak hem de kadına yönelik şiddete karşı verilen mücadelede önemli bir adım olacaktır.

Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için toplumun her kesiminin bilinçlenmesi ve kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans gösterilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir zaman çözüm değildir ve her bireyin yaşam hakkı kutsaldır.