
Seni Kim Tutuyor? İlahi Kudret ve Dengenin Sırrı!
Ahsen İlhan'ın sanat tarihçisi ve yazar kimliğiyle kaleme aldığı bu metinde, evrendeki ilahi kudretin dengeyi nasıl sağladığı, insanın ayakta kalma mücadelesi ve gayretin önemi derinlemesine inceleniyor. İlhan, insanın yeryüzünde dengede durabilmesi için verilen mücadeleyi, ilahi bir lütuf olarak değerlendiriyor ve okuyucuları bu konuda düşünmeye davet ediyor.
Kuvvet Kimden? İlahi Kudretin İzinde
Evrendeki tüm kütlelerin dengede durması, kütle çekim kuvveti ve merkezkaç kuvveti sayesinde mümkün olur. Benzer şekilde, insanın yeryüzünde dengede durabilmesi de karmaşık bir sistemin sonucudur. Yerçekimi insanı sürekli yere çekerken, merkezi sinir sistemi, kaslar, ayaklar ve duyu organları bu çekime karşı koyar. Ayakların yere uyguladığı kuvvet, yerden gelen zıt bir kuvvetle dengelenir. Ancak, insan bu dengeyi sağlayan kuvveti kendinden zanneder. Bu, benlik destekli bir yanılgıdır. Aslında, yeri ve gökleri emin kılan, aynı zamanda insanı da güvenilir bir yaşam döngüsünde tutan ilahi bir kudrettir.
Kan akışındaki bir bozulma, kalbin kasılmasındaki bir aksama veya kanda oluşan bir pıhtı gibi basit bir olay, tüm melekeleri yerle bir edebilir. Bu durum, dengede durabilmenin gayret gerektiren ancak hükmün elimizde olmadığı bir yaratılış lütfu olduğunu gösterir.
Gayretin Anlamı: Kudreti Bilerek Hareket Etmek
Kudreti kendinden bilenin hareketi ile ilahi kudreti bilerek hareket edenin farkını anlamak önemlidir. Tıpkı yerçekimi ile dünyanın merkezine çekilen kütlemizin, ayakta duruşa direnmesi gibi. Kendini bırakmadan ayakta durmaya gayret etmek gerekir. Kendini bırakınca merkeze kadar düşmeyecek olsan bile, gayret etmezsen yerin yüzeyinde bir hacim ihtiva etmekten öteye geçemezsin. Kudreti kendinden bilirsen, önüne çıkan ilk boşluğa düşmekten kurtulamazsın. Bu nedenle, çekime direnecek, ayakta durmak için var olan tüm organizma eklentilerini kullanacak, niyet ve gayret ruhunu destekçi kılacak, ancak seni ayakta tutan kudretin ilahi kudret olduğunu unutmayacaksın.
Seni ayakta tutan sistemde, yer yüzünden uzay boşluğuna, ayak uçlarından beynindeki motor korteksine kadar birçok faktör vardır. Her hareketin için, bu iletişimin senin haberin bile olmadan sağlanmasına muhtaç olduğunu bilmek, seni yürümeye, yol almaya gayretsiz yapmayacak; yol alırken seni gözeten ilahi kudretin senden beklediği gayrete uygun bir yol haritası çizmeni sağlayacaktır.
Hürmetle Yol Almak: Yolda Kalmamak
Kudreti kendinden bilen önünde sonunda düşer ve hiçbir gayret göstermeyen hiçbir zaman doğrulamaz. Allah rızka kefildir, ancak rızkı için gayret etmeyene o rızık, bereket ve huzur kaynağı olmaz. Hiç kimse Allah’ın takdirinden başkasını elde edemez; ancak ne de olsa Allah verir diye, halis bir niyetle, helalinden çalışmayana da ele geçenin manası olmaz. İşte bu ayakta duruşu tesis eden sistemle de örtüşen bir hikmet.
Yerin çekim kuvveti seni zeminde tutuyor ve Allah’ın sana verdiği bedeni melekeler, ayakta durma niyetiyle aktif edildiğinde senin payına düşen gayret vuku buluyor. Yol alırken Rabbini bilen ruhunla, bastığın her metrekare sana bir şey fısıldıyor. Ezip geçmemek gerektiğini, helal-haram hududuna riayeti, yol alırken yıkmamayı, geçip gidilen yerlere fayda veren izler bırakmayı öğütlüyor. Çünkü artık ayakta duran biliyor ki; ayakların, yolun, zeminin ve bütün bunlar arasındaki örüntünün bir sahibi var. Sahibine hürmetle ve Sahibini bilerek yol alan yolda kalmaz.
Sonuç olarak, Ahsen İlhan'ın bu derinlikli metni, insanın evrendeki yerini, ilahi kudretle olan ilişkisini ve gayretin önemini anlamamıza yardımcı oluyor. Ayakta kalma mücadelesinde, ilahi kudreti bilerek ve gayret göstererek yol almanın, insanı yolda bırakmayacak bir rehber olduğunu vurguluyor.