Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'yı Bağdat'ta düzenlenecek Arap Ligi Zirvesi'ne davet etmesi, Irak siyasetinde büyük bir krize yol açtı. Davet, özellikle Şii siyasi çevrelerden ve İran yanlısı gruplardan sert tepkiler alırken, Şara'nın ülkeye girişinin yasaklanması ve hatta tutuklanması yönünde çağrılar yapıldı. Bu durum, Irak'ın iç siyasetindeki hassas dengeleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Şara'nın Daveti: Tepkilerin Odağı
Sudani'nin Şara'yı davet etme kararı, Katar'da gerçekleşen bir görüşme sırasında alındı. Ancak bu davet, Irak'ta geniş yankı uyandırdı. Irak Meclisi'nden 50'den fazla milletvekili, Şara'nın ülkeye girişinin yasaklanması için resmi başvuruda bulundu. Şii milletvekili Yusuf el-Kalabi, bu daveti "Şara'nın Irak'a gelişi bize ihanettir" şeklinde yorumladı. Bu sert tepki, Irak'taki siyasi bölünmüşlüğü ve hassasiyeti açıkça gösteriyor.
İran yanlısı gruplar da davete karşı çıkarak, Şara'nın tutuklanması gerektiğini savundu. Ketaib Hizbullah sözcüsü Ebu Ali el-Askari, bu adımın gerekçesini sorgularken, Asaib Ehl'ul Hak lideri Kays el-Hazali daveti "zamansız" buldu ve "Şara ülkeye girerse güvenlik güçleri tarafından tutuklanmalı" dedi. Bu açıklamalar, davetin sadece siyasi değil, aynı zamanda güvenlik açısından da riskler taşıdığı endişesini artırdı.
Geçmiş Gözaltılar ve İddialar
Tartışmaların fitilini ateşleyen bir diğer unsur ise, Şara'nın geçmişte ABD ve Irak'ta gözaltında tutulduğuna dair iddiaların yeniden gündeme gelmesi oldu. İngiltere merkezli AmwajMedia'nın haberine göre, Sudani-Şara görüşmesinin yapıldığı gün sosyal medyada yayılan bazı gizli belgeler, bu iddiaları yeniden canlandırdı. Bu durum, Şara'ya yönelik güvensizliği artırırken, tutuklama çağrılarının da temel dayanağını oluşturdu.
Irak Başbakanı Sudani ise, Süleymaniye'de düzenlenen Süleymani Forumu'nda yaptığı açıklamada, Şara'yı Arap Birliği Zirvesi'ne davet ettiğini doğruladı. Aynı zamanda, Kasım 2025'te yapılacak genel seçimlerde yeniden başbakanlığa aday olacağını da ilan etti. Bu açıklamalar, Sudani'nin hem iç hem de dış politikada aktif bir rol oynamaya devam edeceğini gösteriyor.
Krizin Muhtemel Sonuçları
Şara'ya yönelik tutuklama çağrıları ve siyasi tepkiler, Irak'ın iç siyasetinde derin yaralar açabilir. Özellikle Şii gruplar arasındaki ayrışmaların artması, ülkenin istikrarını tehdit edebilir. Ayrıca, Irak'ın dış politikadaki imajı da bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Arap Ligi Zirvesi'nin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi ve Irak'ın bölgesel rolünü güçlendirmesi için, bu krizin bir an önce çözülmesi gerekiyor.
Öte yandan, Irak yargı mercilerinin henüz resmi bir açıklama yapmamış olması, durumun belirsizliğini koruyor. Ancak İran'a yakın bazı siyasi ve silahlı yapıların liderleri, Şara'nın ülkeye girişinde gözaltına alınabileceğini iddia ediyor. Bu durum, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Sonuç olarak, Şara'nın davetiyle başlayan kriz, Irak siyasetinde önemli bir dönüm noktası olabilir. Krizin nasıl sonuçlanacağı, ülkenin iç ve dış politikadaki geleceğini derinden etkileyecektir. Irak hükümetinin bu süreçte izleyeceği yol, ülkenin istikrarı ve bölgesel rolü açısından kritik öneme sahip olacaktır.