Sami Bey Apartmanı Faciası: Müteahhit Kaçtı Mı? Şok Detaylar!
Gündem

Sami Bey Apartmanı Faciası: Müteahhit Kaçtı Mı? Şok Detaylar!


30 April 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 11 May 2025

Adana'da 6 Şubat depremlerinde 40 kişinin hayatını kaybettiği Sami Bey Apartmanı davası, yeni bir gelişmeyle gündeme geldi. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre, apartmanın müteahhidi Abdullah Aybaba, depremden hemen sonra, felaketin yaşandığı günün ertesinde yurt dışına kaçtı. Bu durum, davada yeni bir tartışma başlatırken, Aybaba'nın avukatının duruşmada tutuklama kararının kaldırılması talebi ise tepkilere yol açtı.

Sami Bey Apartmanı Davası: Adalet Arayışı Sürüyor

Türkiye'yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinin ardından, yıkılan binalarla ilgili soruşturmalar devam ediyor. Bu soruşturmalardan biri de, Adana'da 40 kişinin ölümüne neden olan Sami Bey Apartmanı'na ilişkin yürütülüyor. Davanın en önemli sanıklarından biri olan müteahhit Abdullah Aybaba'nın depremden sonra yurt dışına kaçması, adaletin tecelli etmesi önünde büyük bir engel olarak görülüyor. Aybaba'nın avukatının tutuklama kararına itiraz etmesi ise, kamuoyunda büyük bir infiale neden oldu.

Deprem Sonrası Kaçış: Vicdanlar Yaralandı

Depremin hemen ardından yaşanan bu kaçış, sadece hukuksal bir sorun değil, aynı zamanda vicdani bir yaradır. 40 kişinin ölümüne neden olan bir yapının sorumlusunun, hesap vermekten kaçması, depremzede yakınlarının acısını daha da katlamıştır. Bu durum, Türkiye'deki yapı denetim sisteminin ve müteahhitlik hizmetlerinin ne kadar sorunlu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

  • Yapı Denetim Eksikliği: Binaların yapım sürecindeki denetimlerin yetersizliği, bu tür faciaların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır.
  • Müteahhit Sorumluluğu: Müteahhitlerin, yaptıkları binaların güvenliğinden sorumlu tutulması gerekmektedir.
  • Yasal Boşluklar: Mevcut yasalardaki boşluklar, sorumluların cezasız kalmasına neden olabilmektedir.

Adalet Yerini Bulacak Mı?

Sami Bey Apartmanı davası, Türkiye'deki deprem davalarının sembollerinden biri haline gelmiştir. Bu davanın sonucu, benzer davalar için de emsal teşkil edecektir. Bu nedenle, adaletin yerini bulması, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması, hem depremzede yakınlarının acısını bir nebze olsun dindirecek, hem de gelecekte benzer faciaların yaşanmasının önüne geçecektir. Türkiye, bu davayla birlikte, yapı denetim sistemini ve müteahhitlik hizmetlerini yeniden gözden geçirmek, daha güvenli ve yaşanabilir bir ülke inşa etmek zorundadır.