Yirmi iki yaşında evlenen bir genç kızın hikayesi bu. Annesinin evlilik teklifiyle kafası karışan genç kız, tanımadığı bir adamla hayatını birleştirmenin zorluğunu düşünür. Ancak annesinin asil ruhundan etkilenerek, evet demeye karar verir. Annesi ve babası arasındaki sevgi dolu ilişki, onun için bir örnek teşkil etmektedir. Çevresindeki küskünlükler, kaprisler ve ego savaşlarından uzak bir aile ortamında büyümüştür. Annesinin dirayetine güvenerek, bu evliliğe adım atar.
Ruhsar: Güzelliğin ve İyiliğin Sembolü
Genç kızın adı Ruhsar'dır. İlk tanıştıklarında, "Adı Ruhsar, ruhumu sarar" diye düşünür. Onda rahatsız edici hiçbir şey bulamaz. Sadece bir an, "Bir insan hem bu kadar güzel hem de bu kadar iyi kalpli olabilir mi?" diye düşünür, ancak bu düşünceyi hemen savuşturur. Ruhsar'ın yüzü ay gibi parlaktır. Yanakları Amasya elmasını andırır bir kırmızılıktadır. Çehresi güven verir. Kendisi de iyilik avcısıdır. Her şeye güzel bakar ve hayır görür. Gençliğin verdiği bazı uçarılıklar aklından geçse de, Ruhsar'ın kendisi için güzel bir kurtarıcı olabileceğini düşünerek evliliğe razı olur.
Mutlu Bir Evlilik ve Güzelliğin Anlamı
Hayatlarını birleştirirler. Mutlu ve mesut yaşarlar. Çevrelerine güzel bir örnek olurlar. Anne ve babalarının izinden giderek, huzurlu bir yuva kurarlar. O dönemde güzellik henüz bir endüstri haline gelmemiştir. Bedenler ticarileşmemiştir. Sadelik, güzelliğin ana merkezidir. İnsanlar hayranlık uyandırmaktadır. Çünkü yolundan yürüdükleri Fahr-i Kâinat Efendimiz, güzel ahlakı tamamlamak için gelmiştir. İnananlar ise bu izden yürümekle yükümlüdür. Herkes kendi hanesinin kralı ve kraliçesidir. Merhamet su gibi hayatın olmazsa olmazıdır. Kalpler kadife, sözler okşayıcı ve teşvik edicidir. Örfün erkeği olmak, örfün kadını olmak önceliklidir. Yani güzellik kurtarıcı olarak görülmektedir.
Güzelliği Kurtarmak
Ancak zamanla güzelliğin kurtarılması gereken bir nitelik haline geldiği vakitlere gelinir. Devran değişir, zaman başkalaşır. Ruhsar ile elli yıl aynı yastığa baş koymuş olan Cemal Bey, zamanın bu olumsuz getirisini gördükçe, eşine daha sık "Güzel kurtarıcı Ruhsar" demeye başlar. Ona olan muhabbeti daha da artar. Ruhsar, çehresinin güzelliğinin yanı sıra kalbi bir güzelliğe de sahiptir. Zariftir, inceliklidir. Yapıp ettiği her işte bir estetik vardır. Duruşu, edası, yürüyüşü, sesi, seslenişi bir başkadır. Eşine öyle bir "Cemal'im" deyişi vardır ki, yürek hoplatır. Ruhsar ile Cemal'in muhteşem bir uyumu vardır. Sözleri birbiriyle konuştuklarında bereketlenir. Birbirlerine karşı hassastırlar. Bu durum çevreye bir huzur halesi gibi yayılır. Sakinlik ve dinginlik onların ikiz kardeşleri gibidir. Birlikte gökkuşağı olurlar.
Güzelliğin kurtaran değil kurtarılması gereken bir nitelik kazandığı günümüzde, bu tarz örneklere ne kadar da ihtiyacımız var. Güzelliğin bizi kurtarması için önce bizlerin onu kurtarması gerekiyor. Ruhsar'ın hikayesi, güzelliğin sadece dış görünüşten ibaret olmadığını, aynı zamanda kalpteki iyilik ve zarafetin de önemli olduğunu gösteriyor. Onun gibi olmak, güzelliği kurtarmak ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için bir başlangıç olabilir.