İstanbul'da gerçekleşen özel bir söyleşi, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Mehmed Niyazi'yi anmak ve anlamak için bir araya getirdi. Duayen gazeteci, şair ve yazar Ekrem Kaftan'ın yeni eseri "Doğu'nun Ölümsüz Çocuğu: Mehmed Niyazi" vesilesiyle düzenlenen etkinlik, Zekeriya Yılmaz'ın moderatörlüğünde Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nde gerçekleşti. Söyleşi, Mehmed Niyazi'nin vefat yıl dönümüne denk gelmesiyle ayrı bir anlam kazandı.
Mehmed Niyazi'nin Eserleri ve Etkisi
Ekrem Kaftan, sadece bir kitap tanıtımı yapmanın ötesine geçerek, Mehmed Niyazi ile yaşadığı unutulmaz anıları ve anekdotları dinleyicilerle paylaştı. Kaftan, Niyazi'nin Türkiye'nin en değerli edebiyatçılarından, tarihçilerinden ve düşünce insanlarından biri olduğunu vurguladı. "Doğu'nun Ölümsüz Çocuğu: Mehmed Niyazi" eseri, Niyazi hakkında yazılan ilk eser olma özelliği taşıyor. Ekrem Kaftan'ın bu kıymetli çalışması, okuyucuyu en başından itibaren "Niyazi abi" ile tanıştırarak, yazarın kişisel deneyimlerini ve gözlemlerini aktarıyor.
Mehmed Niyazi, sadece edebi eserleriyle değil, aynı zamanda dünyaya, Türkiye'ye, tarihe, güncel siyasete, felsefeye, devlet olgusuna ve dini düşüncelere bakış açısıyla da birçok kişiyi derinden etkilemiş bir aydın. Özellikle gençlerin tarih ve kimlik algısını şekillendiren, devlet anlayışını etkileyen bir figür olarak öne çıkıyor.
- Plevne'si ile Osman Paşa'nın kahramanlığını anlatan bir destan yarattı.
- Sudanlı Zenci Musa, Kuşçubaşı Eşref ve Yemen gibi unutulmaz karakterleri edebiyatımıza kazandırdı.
- Yazılmamış nice güzel hikayeyi bizlere aktaran bir görev insanıydı.
Çalışkanlığı ve Anıları
Mehmed Niyazi, çalışmaya adanmış bir hayat sürdü. Beyazıt Kütüphanesi'nde ışıklar kapanana kadar çalıştığına, tüm zamanını ve enerjisini ülkesi ve tarihi için harcadığına şahit olanlar, onun kütüphaneden çıkışını beklerken geçen zamanı unutamıyor. Ömrünün son dönemini geçirdiği İSAM kütüphanesindeki ziyaretler, Niyazi'nin gençlere olan ilgisi ve onlara verdiği değer, hafızalarda derin izler bırakmış durumda.
Mehmed Niyazi, röportaj tekliflerini pek kabul etmeyen bir isimdi. Ancak, genç yaşta kendisini ziyaret eden bir öğrenciye gösterdiği lütuf, onun edebiyata olan tutkusunu ve gençlere verdiği değeri açıkça ortaya koyuyor. Niyazi'nin o gence "Gel seninle röportaj yapalım" demesi, sadece bir röportaj teklifi değil, aynı zamanda bir çocuğa duyduğu muhabbetin ve inancın ifadesiydi.
Vefatının Ardından Kalan Miras
Mehmed Niyazi'nin vefatının 7. yıl dönümünde, Karacaahmet Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen anma töreni, onun unutulmaz mirasını bir kez daha hatırlattı. Yıllar önce yapılamayan o "röportajın" mahcubiyeti ve Niyazi'nin ilhamıyla yazılan bu satırlar, onun edebiyat dünyasına ve gençlere bıraktığı derin etkileri gözler önüne seriyor. Başta Mehmed Niyazi ve bu eseri bizlere kazandıran Ekrem Kaftan olmak üzere, medeniyetimize katkıda bulunmuş tüm kahramanların aziz hatırasına ithaf olunur.