İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) geçmiş dönemlere ait bir yolsuzluk iddiası gündeme bomba gibi düştü. AKP'nin İBB yönetiminde olduğu dönemde Fatih ilçesinde gerçekleştiği öne sürülen olayda, bir arazinin alım satımı üzerinden 109 milyon dolarlık bir zararın oluştuğu iddia ediliyor. İddialara göre, bir şirket 13 milyon dolara satın aldığı araziyi İBB'ye 119 milyon dolara sattı. CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın ortaya çıkardığı bu büyük yolsuzluk iddiası üzerine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu soruşturma başlattı. Ancak, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturmayı kapatma kararı almasıyla olay daha da karmaşık bir hale geldi.

Vurgunun Detayları Neler?

CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın açıklamalarına göre, söz konusu arazi Fatih ilçesinde bulunuyor ve İBB'nin AKP yönetiminde olduğu dönemde usulsüz bir şekilde el değiştirdi. Yavuzyılmaz, arazinin değerinin çok üzerinde bir fiyata İBB'ye satıldığını ve bu durumun kamu zararına yol açtığını belirtiyor. İddialara göre, 13 milyon dolara alınan arazi, kısa bir süre sonra 119 milyon dolara İBB'ye satılarak 106 milyon dolarlık bir vurgun yapıldı. Bu durum, İBB'nin mali kaynaklarının nasıl yönetildiği sorusunu akıllara getiriyor.

Soruşturma Neden Kapatıldı?

Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla başlatılan soruşturma, olayın tüm boyutlarının açığa çıkarılması ve sorumluların tespit edilmesi amacıyla büyük bir önem taşıyordu. Ancak, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturmayı kapatma kararı alması, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık yarattı. Soruşturmanın hangi gerekçeyle kapatıldığı henüz netlik kazanmazken, bu durum şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri açısından tartışmalara yol açtı.

• Soruşturmanın kapatılma gerekçesi kamuoyuyla paylaşılmalı.
• Olayın aydınlatılması için bağımsız bir inceleme başlatılmalı.
• Sorumluların tespit edilerek yargı önüne çıkarılması sağlanmalı.

Olayın Muhtemel Etkileri

Bu yolsuzluk iddiası ve soruşturmanın kapatılması, İBB'nin itibarını zedeleyebilir ve kamuoyunun kurumlara olan güvenini sarsabilir. Olayın siyasi etkileri de olabilir ve yerel seçimler öncesinde tartışmalara yol açabilir. Bu nedenle, olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması ve sorumluların hesap vermesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, kamuoyunda oluşan güvensizlik ortamı daha da derinleşebilir. Bu durum, sadece İBB'yi değil, tüm kamu kurumlarını etkileyebilecek bir sonuç doğurabilir.