İstanbul'da meydana gelen deprem, cezaevinde tutuklu bulunan öğrenci Esila Ayık'ı olumsuz etkiledi. Avukatı Göksun Canberk Uluğ, Ayık'ın deprem sırasında fenalaşarak bayıldığını ve gardiyanların kendisini hastaneye götürmek yerine koğuşuna geri götürmek istediğini iddia etti. Bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Esila Ayık Depremde Fenalaştı
Kadıköy'deki protestolar sırasında gözaltına alınan ve tutuklanan Esila Ayık'ın avukatı Göksun Canberk Uluğ, müvekkilinin sağlık durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uluğ, Ayık'ın kronik kalp ve böbrek rahatsızlıkları bulunduğunu ve deprem sırasında bu rahatsızlıklarının tetiklendiğini belirtti. Avukat Uluğ'un açıklamalarına göre, deprem anında panikleyen ve nefes almakta zorlanan Ayık, koğuşunda bayıldı. Ancak gardiyanların ilk tepkisi, Ayık'ı hastaneye götürmek yerine koğuşuna geri götürmek oldu.
Avukat Uluğ, yaşananları şu sözlerle aktardı:
İlk önce 4 şiddetinde deprem olduğunda biraz panik olmuş, kapıyı da açmamış gardiyanlar. Ondan sonra 6.2’lik deprem olunca nabzı çok yükselmiş, tansiyonu düşmüş. Koğuş kapısı kitli olduğu için dışarı çıkamamışlar. Gardiyanlar bu sırada depremden aşağı inmişler mahkumlar yukarıda kalmış. Bu sırada Esila’nın eli ayağı kitlenmiş nefes alamamış ondan sonra bayılmış.
Uluğ, gardiyanların ilk başta durumu ciddiye almadığını ve Ayık'ın panik atak geçirdiğini düşündüklerini ifade etti. Ancak koğuştaki diğer mahkumların Ayık'ın kalp rahatsızlığı olduğunu belirtmesi üzerine gardiyanlar, Ayık'ı dışarı çıkardı.
Hastanede Yaşananlar
Ayık, hastaneye götürülürken bir jandarmanın, "Bunun kalp hastalığı yok ya depremden oldu" dediğini aktardı. Acilde bilincinin yarı kapalı olduğunu ve doktorların sorularına cevap veremediğini belirten Ayık, kendisine serum takıldığını ve kalbinde bıçak saplanıyor gibi ağrılar hissettiğini söyledi. EKG ve EKO çekildikten sonra durumu biraz düzelen Ayık, akşama kadar ailesi ve arkadaşlarından haber alamadığı için endişelendiğini dile getirdi.
Cezaevi müdürünün cilt rahatsızlığı için de doktora götüreceğini söylediği ancak sadece nefrolojiye götürdüğü belirtildi. Ayrıca, gardiyanların Ayık'a kıyafetleriyle ilgili yaptığı bir yorum üzerine ifadesinin alındığı ve ifadesinin sürekli müdahale edilerek değiştirilmeye çalışıldığı iddia edildi.
Olayın Ardından
Esila Ayık'ın yaşadığı bu olay, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakları konusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle doğal afetler gibi olağanüstü durumlarda cezaevlerindeki önlemlerin yetersizliği ve tutuklu/hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişimindeki zorluklar, tartışma konusu oldu. Bu tür olayların yaşanmaması için cezaevlerinde sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve acil durum planlarının gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.