Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi için gittiği Arnavutluk'un başkenti Tiran'da, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. Bu beklenmedik buluşma, Kıbrıs sorununun çözümü ve Doğu Akdeniz'deki gerginliğin azaltılması adına umutları yeşertti.
Zirvede Neler Konuşuldu?
Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlere göre, Erdoğan ve Hristodulidis, diyalog kanallarını açık tutma konusunda mutabık kaldı. Görüşmenin içeriğine dair detaylı bir açıklama yapılmazken, iki liderin Kıbrıs meselesine çözüm bulma amacıyla düzenli olarak görüşme kararı aldığı belirtiliyor. Bu gelişme, uzun süredir askıda olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Görüşmede ele alınan konular arasında şunlar yer aldığı tahmin ediliyor:
- Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm bulunması
- Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların paylaşımı
- Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin normalleştirilmesi
- Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi
Kıbrıs Sorunu: Tarihi Arka Plan
Kıbrıs sorunu, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla başladı. Adadaki Rum ve Türk toplulukları arasındaki gerginlikler, 1974 yılında Türkiye'nin adaya müdahalesiyle doruk noktasına ulaştı. O tarihten bu yana, Kıbrıs adası ikiye bölünmüş durumda: Güneyde GKRY, kuzeyde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bulunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yürütülen müzakereler, bugüne kadar herhangi bir sonuç vermedi.
Kıbrıs sorunu, sadece adadaki iki toplumu değil, aynı zamanda Türkiye, Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) gibi bölgesel ve uluslararası aktörleri de yakından ilgilendiriyor. Sorunun çözümü, Doğu Akdeniz'deki istikrarın sağlanması ve bölgedeki enerji kaynaklarının paylaşımı açısından büyük önem taşıyor.
Erdoğan ve Hristodulidis'in Tiran'daki görüşmesi, Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir fırsat sunuyor. İki liderin diyalog konusunda anlaşmaya varması, müzakerelerin yeniden başlaması ve adada kalıcı bir barışın tesis edilmesi için umut verici bir gelişme. Ancak, sorunun karmaşıklığı ve taraflar arasındaki derin güvensizlik göz önüne alındığında, çözümün kolay olmayacağı da açık.
