
Diyanet'ten Kuran Meallerine Sansür Şoku! İhsan Eliaçık'tan Sert Tepki
Diyanet İşleri Başkanlığı'na tanınan yetkiyle birlikte, bazı Kuran mealleri ve tefsirlerinin yasaklanması ve bunlara el konulması gündeme geldi. Bu durum, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, ilahiyatçı İhsan Eliaçık'tan sert bir tepki geldi. Eliaçık, kararın kabul edilemez olduğunu belirterek, "Yasakladıkları mealleri kendi çocuklarının ellerinde görecekler, tarihin çöplüğüne gidecekler" şeklinde konuştu.
Diyanet'in Yeni Yetkileri Tartışma Yarattı
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) onay alan bu yeni yetki, Diyanet İşleri Başkanlığı'na, tehlikeli bulduğu Kuran meallerini ve tefsirlerini yasaklama ve bunlara el koyma imkanı tanıyor. Bu durum, din özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından tartışmalara yol açtı. Karşı çıkanlar, bu yetkinin, farklı yorumlara ve düşüncelere tahammülsüzlüğü beraberinde getirebileceğini savunuyor.
Diyanet'in bu yetkiyi hangi kriterlere göre kullanacağı ise merak konusu. Hangi meallerin ve tefsirlerin "tehlikeli" olarak nitelendirileceği, bu kararın keyfi uygulamalara yol açıp açmayacağı gibi sorular, kamuoyunun zihnini meşgul ediyor.
İhsan Eliaçık'tan Sert Eleştiriler
İlahiyatçı İhsan Eliaçık, Diyanet'in bu yetkisine sert tepki gösteren isimlerden biri oldu. Eliaçık, yaptığı açıklamada, "Bu tür yasakların hiçbir zaman sonuç vermediğini, aksine merakı ve ilgiyi daha da artırdığını" vurguladı. Ayrıca, "Yasakladıkları mealleri kendi çocuklarının ellerinde görecekler, tarihin çöplüğüne gidecekler" sözleriyle, kararın uzun vadede etkisiz kalacağını savundu.
Eliaçık'ın bu sözleri, sosyal medyada ve kamuoyunda geniş yankı buldu. Birçok kişi, Eliaçık'ın görüşlerine katılarak, Diyanet'in bu kararını eleştirdi. Din özgürlüğünün ve farklı düşüncelere saygının önemine vurgu yapıldı.
Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen bu yetki, Türkiye'de din ve devlet ilişkileri, ifade özgürlüğü ve farklı inançlara saygı gibi konularda yeni bir tartışma zemini oluşturdu. Bu kararın, Kuran meallerine ve tefsirlerine erişimi nasıl etkileyeceği, farklı dini yorumların nasıl değerlendirileceği ve din özgürlüğünün sınırlarının nasıl çizileceği gibi sorular, önümüzdeki günlerde daha da önem kazanacak gibi görünüyor.
Bu durumun, Türkiye'deki dini yayıncılık sektörünü ve düşünce özgürlüğünü nasıl etkileyeceği de merak konusu. Diyanet'in bu yetkiyi kullanırken ne kadar dikkatli ve hassas davranacağı, kararın uzun vadeli etkilerini belirleyecek önemli bir faktör olacak.
Sonuç olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen bu yetki, Türkiye'de din özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve farklı inançlara saygı gibi temel değerler açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Kararın nasıl uygulanacağı ve kamuoyunda nasıl bir etki yaratacağı, önümüzdeki günlerde yakından takip edilecek.