Boğaziçi Üniversitesi'nde İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından düzenlenen Nurettin Yıldız söyleşisi sonrasında yaşananlar, üniversite içerisinde büyük bir tartışma başlattı. İddialara göre, söyleşiyi bahane eden bazı provokatörler, etkinliğe katılan ve Müslüman kimliklerini belli eden öğrencileri fişleyerek tehdit etmeye başladı. Bu durum, öğrencilerin güvenliği ve ifade özgürlüğü konusunda ciddi endişeler yaratıyor.
Sosyal Medyada Fişleme ve Tehditler
Öğrencilerin iddialarına göre, WhatsApp, X (Twitter) ve Facebook gibi sosyal medya platformlarındaki öğrenci gruplarında, BİSAK etkinliğine katılan ve Müslüman kimliğiyle tanınan kişiler tek tek fişleniyor. Öğrencilere gönderilen tehdit mesajlarında, "İnsan içine çıkamayacaksınız yakında, acaba bundan sonra güneyde rahatça iftar verebilecek misiniz, kuzeyde standınızı açtığınızda orada güvende durabilecek misiniz?" gibi ifadelerin yer aldığı belirtiliyor. Bu tür tehditler, öğrencilerin psikolojik olarak baskı altında hissetmelerine neden oluyor.
Olayın mağdurlarından biri de Fransa'dan Erasmus değişim programıyla gelen bir öğrenci. Bu öğrenci, BİSAK etkinliğine katıldığı için fişlenmiş ve hem Boğaziçi Üniversitesi'ndeki hem de Fransa'daki hocalarına şikayet mailleri gönderilmiş. Hatta öğrencinin, kalecisi olduğu futbol takımından bile çıkarıldığı iddia ediliyor. Bu durum, fişlemenin ve ayrımcılığın boyutunu gözler önüne seriyor.
Olayların Arkasında Kimler Var?
Öğrencilerin iddialarına göre, eylemlerin başını Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi öğrenciler çekiyor. Bu öğrenciler, okulun duvarlarına "Şeriata geçit yok" yazılı afişler asmışlar. BİSAK’ın etkinliğine katılan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir öğrenci, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, "İlk etapta afişlerimiz yırtıldı. Bu bizim okulda büyük bir olaydır. Ardından sosyal medyada ve gruplarda tehdit mesajları yayıldı. Kulübümüzün kapısına TİP imzasıyla yazılar yazıldı ve sosyal medyada servis edildi" dedi.
Etkinlik günü yaşanan olaylarda polislerin de yaralandığını belirten öğrenci, "Etkinlik fotoğraflarından arkadaşlarımızı bulup ders ve bölüm gruplarından WhatsApp'tan paylaşmaya başladılar" diyerek hukuki işlem başlatmak istediklerini ifade etti. Bu durum, üniversite içerisinde gerginliğin tırmanmasına ve öğrencilerin birbirlerine karşı güvensizlik duymasına neden oluyor.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan bu fişleme ve tehdit olayları, üniversite ortamında hoşgörü ve farklılıklara saygı ilkesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Öğrencilerin güvenli bir ortamda eğitim görmesi ve fikirlerini özgürce ifade edebilmesi için yetkililerin gerekli önlemleri alması gerekiyor. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, üniversite yönetiminin ve ilgili kurumların daha dikkatli ve hassas davranması büyük önem taşıyor.
