Ankara'da, tutuklu bulunan öğrenci ve siyasetçilerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen yürüyüşte yaşanan olaylar gündeme bomba gibi düştü. Polis müdahalesi sonucu gözaltına alınan 26 öğrenciden 4'ü tutuklanırken, 22 öğrenci ise serbest bırakıldı. Olay, Ankara'da büyük yankı uyandırdı ve öğrenci hareketleri üzerindeki baskıları bir kez daha gözler önüne serdi.

Öğrencilere Polis Müdahalesi ve Gözaltılar

25 Nisan Cuma günü, Çankaya ilçesi Konur Sokak'ta toplanan öğrenciler, planladıkları yürüyüşü gerçekleştirmek istedi. Ancak, polisin müdahalesiyle karşılaştılar. Müdahale sonucunda 30 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 4'ü serbest bırakılırken, 26 öğrenci hakkında mevcutlu gözaltı kararı verildi. Bu durum, öğrenci grupları ve insan hakları savunucuları tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

Emniyetteki işlemlerin ardından 26 öğrenci, sağlık kontrolleri sonrasında Ankara Adliyesi'ne sevk edildi. Savcılık ifadeleri alındıktan sonra 22 öğrenci serbest bırakılırken, 7 öğrenci hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi. Ne yazık ki, 4 öğrenci ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Öğrencilere Yöneltilen Suçlamalar

Tutuklanan öğrencilere yöneltilen suçlamalar arasında, "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" bulunuyor. Bu kanun, Türkiye'de toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesini düzenleyen ve sıklıkla eleştirilen bir yasa olarak biliniyor. Öğrencilerin avukatları, suçlamaların asılsız olduğunu ve öğrencilerin yalnızca barışçıl bir şekilde düşüncelerini ifade etmek istediklerini savunuyor.

Olayın ardından, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve öğrenci örgütleri, tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması için kampanyalar başlattı. Sosyal medyada da #ÖğrenciyeÖzgürlük etiketiyle yapılan paylaşımlarla, tutuklamalara tepki gösterildi ve öğrencilere destek mesajları gönderildi.

Olayın Arka Planı ve Sonuçları

Ankara'da öğrenciler, 25 Nisan Cuma akşamı Konur Sokak üzerinde, sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar doğrultusunda bir araya gelerek Adalet Bakanlığı'na yürümek istedi. Ancak, valilik tarafından ilan edilen gösteri güzergahı dışında olduğu gerekçesiyle yürüyüşe izin verilmedi. Uyarılara rağmen dağılmayan öğrenciler hakkında müdahale kararı alındı.

Polis, müdahalenin ardından gözaltına alınan öğrencilerin slogan atarak yürüyüşe devam ettiklerini ve emniyet güçlerine direndiklerini iddia etti. Bu iddialar doğrultusunda yürütülen soruşturma kapsamında öğrencilerin ifadeleri alındı ve savcılığa sevk edildi.

Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Öğrenci hareketleri üzerindeki baskıların artması, gençlerin siyasete katılımını engelleme potansiyeli taşıyor. Umuyoruz ki, tutuklanan öğrenciler en kısa sürede serbest bırakılır ve Türkiye'de demokratik hakların kullanımı önündeki engeller kaldırılır.